Yazılımcıların Beyin Yaktığı Durumlar

Yazılımcı olmak afili ve cezbedici olsa da, insanların yazılımcılık ile alakalı bilgisizlikleri, yazılımcıların beyin yakan durumlar ile karşılaşmasına neden oluyor.

Bu durumlar iş hayatından eş, dost, akraba hayatına kadar bir çok alanda görülebiliyor. Şimdi bu beyin yakan durumlara bir göz fırlatalım.

Eş, Dost, Akraba
Yazılımcıların mesleğinin iyi anlaşılmasında en çok sıkıntının yaşandığı alan eş, dost, akrabalardır. Çok büyük oranda yazılımcılık ile alakalı en ufak bir fikre bile sahip değillerdir, sizi özetle teknoloji konusunda her şeyi bilen kişi olarak görürler.

“Alo. Yaw yiğenim, ben internete giremiyorum. Acaba nedendir?”

(Ne bileyim ben neden… Kablolarda mı bir sorun var, sinyal gönderiminde mi bir sorun var, faturanı mı ödemedin, modemin mi bozuk, girmek istediğin sitede mi bir sorun var, ayarlar da mı bir sorun var, virüs mü girmiş… Görmeden, etmeden nasıl bileyim… Temel bilgi verip nokta atışı yapmanı beklerler.)

“Bizim oğlan bütün gün bilgisayar başında oyun oynuyor”

(Heee… Kod yazmaktan beyninde filler çiftleşiyor, millet seni boş boş oyun oynuyor zannediyor.)

“Sen anlarsın. Bu benim telefonda resimlerde ekran dönmüyor. Şunu bir düzeltsene.”

(Ablacım telefoncu değilim ki ben… Bir dünya ayarı var bu meretin.)

“Bizim Rıza ‘nın oğlu da bu işlerle uğraşıyor ama çocuk bir işe girdi, 1 yılda kendisine araba aldı.”

(Rıza ‘nın oğlunu bulup kafa göz dalasın gelir…)

“Oğlum ne zaman adam gibi bir işe girip çalışacaksın. Bütün gün boş boş oturuyorsun.”

(Yaw benim işim var zaten. Yazılım projesi yapıyorum.)

“Yiğenim, bizim köy içinde bir web sitesi yapalım diyoruz. Sen yapabilir misin?”

(Yaparız desen para konusu olacak. Para almasan, bedavaya web sitesi yapmaya gönül izin vermiyor, para alsan “yuh artık, amcandan da para mı alacaksın” fırçası söz konusu. En iyisi “Ehe! Yaparız tabi amca” deyip bu çılgın fikri rafa kaldırıp unutturmak.)

“Bende bir web sitesi yaptırmayı düşünüyorum. Bir kaç şey ekleyip reklamlardan para kazanmayı istiyorum”

(Tabi canım ya… O işler o kadar kolaydı da biz keyiften dolayı para kazanamıyoruz…)

“Şu benim kız Feys de kimlerle yazışıyor, neler paylaşıyor göremiyorum. Şunun hesabına bir girsene bakalım neler çeviriyormuş”

(Hazır elim değmişken FBI ‘ın özel dosyalarına da gireyim mi? Bakarsın o meşhur Amerika ‘nın oyunlarını deşifre ederiz, ha ne dersin…)

“Şimdi ben senin sitene her gün girsem, reklamlara tıklasam, sen para mı kazanacaksın? E o zaman merak etme sen, ben her gün tıklarım ya, ne var bunda…”

(Tıklamadı…)

“Ya şu Feys de benim paylaştıklarımı herkes görmesin istiyorum onu bir ayarlayıversene sana zahmet.”

(Facebook teknik servisinde çalışsan anca bu kadar taleple uğraşırsın.)

“Sizin işinizde kıyak ha… Bütün gün oturduğunuz yerden, bilgisayar başında para kazanıyorsunuz…”

(He canım… Hatta para öyle oluk gibi akıyor ki koyacak yer bulamıyoruz. Üstelik hiç bir şey de yapmıyoruz…)

“Bende bu işlere meraklıyım aslında. Web sitesi nasıl yapabilirim?”

(Başlangıçta her şey bir toz bulutuydu…)

İş Dünyası
İster bir şirkete girip çalışın, isterseniz de freelance olarak çalışın, yazılımcılık ile ilgili bilgisi olmayanların yaşattığı yada yazılımcıların genel olarak yaşadığı beyin yakan durumlarda şu şekildedir;

Firmalarda Çalışmak

Yazılımcı“Arkadaşlar, müşteriden para gelmesini bekliyoruz. O yüzden para gelene kadar bu ay maaşlar gecikecek.”

(Abi bana ne müşteriden… O senin sorunun. Ben düzenli maaş almak için burada çalışıyorum. Müşteriden para bekleyecek olduktan sonra freelance çalışırım.)

“Bu projeyi müşteriye bu hafta sonu teslim edelim.”

(Tabi gülüm yaaaa… 3 haftalık işi 1 haftada iste, dolaylı yoldan “mesai yap, evde çalış” mesajı ver. Bitmediği zamanda sanki haklıymış gibi tantana yap…)

“Başlangıç olarak asgari ücrete yakın bir maaş veriyoruz, deneme sürecini atlatınca maaşı tekrar oturup konuşuruz”

(Yazılımcıyım lan ben! Yıllarca kafa çürüttüm bu meslek için. Ne asgari ücreti… Üstelik o deneme süreci de bitmez, bitse bile maaşa bir günlük çay parası kadar zam yapılır.)

Freelance Olarak Çalışmak

“Açık konuşayım, bende çok fazla para yok. Bir sürü masrafım da var. O yüzden uygun bir fiyat verirsen anlaşabiliriz.”

(Ben zaten Bill Gates ‘tim anasını satayım. Bok gibi param var ve hiç masrafım yok. Hobi olarak yapıyorum bu işi.)

“Bizim arkadaş da birine 100 liraya web sitesi yaptırmış. Sen bize X bin TL fiyat veriyorsun. Bizi kazıklamaya mı çalışıyorsun…”

(Lan mal! Gösterdiğin site tek sayfa HTML, 1 saatte yapılmış. Ben sana bir dünya özelliğe sahip özel yazılım yaptım, 1 ay uğraştım.)

“1 haftalık iş için X Bin TL para istiyorsun. Bu para için kaç ay çalışan var. Ben sana 300 TL vereyim, anlaşalım.”

(Ben bu işi yapabilmek için yıllarca dirsek çürüttüm. Ben sana 500 TL vereyim bir daha beni arama…)

“Yahu biz yabancı mıyız, yap bir güzellik işte. Bizden de para alacak değilsin ya…”

(Ömrü hayatımda 2 kere görüştük, hiç yabancı olur musun… Kardeşimden bile daha yakınsın…)

“Tamam anlaştık. Ben işi sana vericem. Yarın arayayım, ayrıntıları konuşalım ve siteyi yapmaya başlayalım”

(Aramadı…)

SONUÇ

Daha bunlar gibi yaşanılan çok beyin yakan durum var elbet. Burada yazılanların çoğu da bizzat yaşanmıştır. Sizin de aklınıza gelen bu tarz beyin yakan durumlar varsa yorum kısmına yazınız..

 

HASAN BASRİ BALCI

2005 yılından bu yana web tasarım ve programlama üzerine çalışıyorum.. Meslek hayatımda, bildiklerimi, gördüklerimi, sevdiklerimi, fikirlerimi ve tecrübelerimi sizlerle paylaşıyorum.